Ayna
İnsan bazen en çok kendisinden kaçar. Aynalara bu yüzden bakmaz, sesine bu yüzden kulak vermez. Aynaya bakmak; sadece yüzü değil, geçmişi, hataları, eksikleri, yarım kalanları da görmek demektir. Her çizgide bir zamanın acısı, her bakışta bir kırgınlık gizlidir. Ve insan, en çok da kendini tanıdığında yorgun hisseder. Bir ayna düşün, çerçevesi zamanla sararmış. Camı biraz tozlu, biraz buğulu. Ama hâlâ gösteriyor seni. Yıllardır bakıp da fark etmediğin, ertelediğin, yok saydığın seni. Çocukken kurduğun hayalleri, ergenlikte bastırdığın duyguları, yetişkinlikte içine attığın çığlıkları. Hepsi orada, aynanın içinde sıraya dizilmiş gibi. Biri sana "Bak buradayım" diyor. Diğeri "Sen beni unuttun". Ve biri de sadece susuyor; belki de en çok o bağırıyor aslında. Hayat dediğimiz şey, bir aynalar koridoru belki de. Bir yolda yürüyorsun ve her adımda yeni bir ayna çıkıyor karşına. Bazen gururla bakıyorsun, bazen gözlerini kaçırıyorsun. Kimi zaman bir başkasının gözlerinden...