8.17.2014

KOPENHAG Gezi Notları


     

            Masallar diyarı Kopenhag.Hala tarihin,doğallığın ve çevrenin öneminin bilindiği bir ülkenin başkenti.Her ne kadar biz Türkler Kopenhag kriterleri ve görüşmeleriyle tanısak da Danca'da Køvenhavn "tüccar limanı" anlamına gelmektedir.Køven “tüccar” ve havn “liman” demektir. Kopenhag Danimarka'nin başkenti olmakla beraber ayni zamanda ülkenin en buyuk sehridir.
       İstanbul'dan turkish airlines ve pegasus un direk uçuşları ile 3 saat sonra Kopenhag'a ulaşabiliyorsunuz.Uçak Danimarka’ya yaklaştıkça muhteşem Baltık denizi kıyılarını görüyorsunuz.Uçak alçalmadan önce Kopenhag-malmö şehirleri arasında yer alan yani Danimarka ile İsveç i birbirine bağlayan mimarlık şaheseri Oresund Köprüsü’nü seyrediyorsunuz.Köprünün sonunda başka muhteşem güzellik başlıyor.Denizin ortasına konumlandırılmış yüzlerce rüzgar türbinleri tarlasını görüyoruz.Şu rüzgar türbinleri hakkında şunu da söylemek isterim ki.Danimarka'nın en güneyinden en kuzeyine kadar gezdim ,ülkenin her yeri her noktasında rüzgar türbinlerini de görebiliyoruz öyle 3-5 tanede bir arada değil yani.Uçak rüzgar türbinlerinden sonra alçalmaya başlıyor ve sonunda 3 saat sonra devasa büyüklükte ki Kopenhag hava alanına iniyorsunuz.(not:Yalnız ben Berlin'den 45 dk uçak yolculuğu ile Kopenhag'a geçmiştim :) )

       Hava alanın dan trenle 10 dakikada çok rahat bir şekilde merkez istasyonuna ulaşabiliyorsunuz. Kobenhag merkez istasyonun hemen karşısında sizleri tivoli karşılıyor. Tivoli bahçeleri 1843 yılında açılmış ve birçok restoranlar,kafeler,konser alanları,suni bir göl ve lunaparkı var.


                                 (Tivoli)
                                 (Tivoli)

Lunaparkın içinde 100 yıllık aşkın roller coaster ve salıncakta var.80 metrelik salıncak ile tüm şehir ayaklarınızın altında. Tivoli bahçesi gerçekten çok büyük bir yer ve özellikle tavsiyem akşam mutlaka uğramanızdır. Tivoli ile akşam ışıklandırılmasıyla beraber sanki masal diyarına geçiyorsunuz





       Bizleri Tivoli den biraz yürüdükten sonra sonra Radhus meydanın da yer alan Town Hall (belediye binası) karşılamakta.Town Hall  13. yy dan kalma ve tepesinde oresund un dalgaları üzerinde üç şato kulesi ile saat kulesi olan muazzam bir mimarik yapı. Ayrıca şu bilgiyi vermekte isterim.Her gün belediye binasının önünden düzenlenen free turlar ile 2-3 saatte tüm şehri gezebiliyorsunuz.

                            
                                                              (Town Hall)
             
      Meydana açılan caddelerin en geniş ve kalabalık görünenine girerek devam ettim.Yani
“Frederiksburggade” caddesine.Burası tamamen turistik  bir cadde.Bir çok hediyelik eşya,alışveriş yerleri ve mağzalar mevcut. Cadde üzerinde Kopenhag cathedralini de görüyorsunuz.Aynı zamanda bir çok sokak sanatçıları ile çok canlı bir cadde. 
                                                                    
           Frederiksburggade caddesi 14. yy da Pazar yeri olan Nytorv denilen meydanda son buluyor.Meydan da bir çok kafe ve ortasında 1609 yılında kalan Caritas Springvandet çeşmesi bulunmaktadır.


           Çeşmenin alt tarafında ki caddeden ilerleyip ufak kanal boyunca devam ederseniz.Danish National museum ve Christiansborg Palace göreceksiniz. Danish national museum Danimarka nın en büyük müzesi olup,Danimarkalı ve bir çok yabancı  kültürlerin geçmişlerini içermektedir. Christiansborg Palace ise geçmişi 15 yy. dayanmaktadır.Bu saray Danimarka'nın yasama,yargı ve yürütme gücünün evidir.Parlamentosu güney kanadında,Yargıtay ve başbakanlık ise kuzey kanadındadır. Sadece sarayın bazı bölümleri belirli bir ücret karşılığında halka açıktır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               (Christiansborg Palace)                        

       

                                                               
                                                                               (Nyhavn) 

              Yaklaşık 10-15 dakika yürüdükten sonra; Herhalde asla anlatarak bitiremeyeceğim yere “Nyhavn” geçtim. Burası şehrin en önemli ve en meşhur limanıymış.Eskiden gece hayatının kalbi olan Nyhavn; şimdilerde yan yana dizilmiş rengarenk kafe ve restorantların merkezi halini almış.Burada dinlenebileceğiniz,bir şeyler yiyip kahvenizi veya carlsberg nizi yudumlayabileceğiniz muazzam bir yer. (ama çok pahalı J ) .Hani yazımın ilk cümlesiydi ya "Masallar diyarı Kopenhag"; işte kibritçi kız,parmak kız,küçük deniz kızı,kurşun asker gibi masalların yazarı olan meşhur Danimarkalı Hans Christian Andersen nin(hani andersen masalları) evide Nyhavn da.20 no lu evde ilk masalını yazmış,69 no lu evde 19 yıl yaşamış ve hayatının son günlerini de 18 no’lu evde geçirmiş. “Nyhavn” belki de ünlü masalcımızın ilham kaynağıdır.

              Nyhavn dan sonra yeni hedef“Rosenborg castle” .Bu kale rönans mimarisinin hakim olduğu bi yapı.1624 yılında yapımı bitirilmiş.Etrafında çok büyük bir bahçesi yer almaktadır.(king’s garden).Bir çok insan burda çimenlere oturup dinlenmekte,uzanmaktalar.Temmuz ayında danimarkada olduğum için,güneşe hasret Danimarkalılar bikinilerini alıp buralarda güneşlenmekteler.J

                                                                                                                    (Rosenborg castle)


       Ve daha sonra ki durağım Kopenhag ın simgesi olan “little mermaid”
Yani “küçük deniz kızı” heykeliydi.Heykelin temelini 1909 yılında carlsberg in kurucusunun oğlu atmış.Ana başlangıç noktasına da baya uzak bir yerde.Çok yorulduğum içinde;Rosenborg castle dan sonra trene binip sadece bir sonra ki durakta inip,biraz yürüdükten sonra küçük deniz kızımızı gördüm J  
       
        Bunlara ilaveten dünyada ki bildiğim tek legal "Green Light District" yani uyuşturucu ürünlerinin legal olarak satıldığı yer olan Christiania bölgesine gidebilirsiniz.Burada polisin karışmadığı,giremediği ama bir çok turistin bu bölgeye merakla ziyaret ettiği bir yer.Yılda yaklaşık 1 milyon kişi geliyormuş buraya.Gece abest bir saatte gitmediğiniz sürece güvenli bir yer.                                                                                      
Hani o yaşadıkları hayatları, kafaları görmek isterseniz eğer;eğlenceli bir yer,yani kısmende olsa.Ama şu garanti ederim çok değişik tipte insanlar göreceksiniz.

                                                                  (Christiania bölgesi)
 
           Ve tabi biraz da carlsberg ten bahsedeyim J
           Carlsberg danimarka'nın tuborg la beraber en ünlü biralarından biri,belkide en ünlüsü.Peki öncelikle bu ismin nereden geldiğini kaç kisi biliyor? Biraz anlatayım. Kurucusu olan J.C. Jacobsen nin babası da biracılık yapan bir zatmış. Kraldan çok özel bir bira yapmak için fabrika kurma izni istemiş. Son teknolojileri kullanacağını, farklı formüller deneyeceğini söyleyerek kralı ikna etmiş.Bira yapacaği fabrikayı ise şehrin en yüksek tepelerinden birine koymuş.(bugun müze olarak hizmet veren bu binayı ziyaret edebilirsiniz). Berg Danca'da dağ demek.

 Jacobsen'in Carl adinda da bir oglu varmış. Böylece yeni biranin adını da Carlsberg seklinde olmuş.Hikayeyi bi yere bağlayamadım ama,anlatılan bu böyle yani :)
          Visit Carlsberg bulunduğu yer diğer gezdiğim yerlerin tam ters istikametinde bir yerde.Önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmekte.45 dakikalık turun ücretide 125 DKK(yaklaşık 17 euro) 
         Adamlar milli içeceklerine sahip çıkıyorlar abi,bizim gibi değiller :) Kopenhag ta caddelerin hepsi carlsberg kokuyor diyebilirim.Herkesin elinde en azından ufakta olsa kutucukları var.(ufak bir dipnot : carlsberg şişe 12 dkk )
             
                  Son olarak toparlamam gerekirse; Kopenhag ta her yer tarih kokuyor.Her yer yeşil,herkes doğa dostu. Herkes hayatlarının,sağlığının öneminin bilincinde ona göre yaşamaktalar.Devlet politikaları bunun üzerine kurulu.Ülkede ingilizce bilmeyen yok.70 yaşında ki de biliyor,14-15 yaşındakilerde. Kopenhag ta halkın %55 i bisiklet ile ulaşımlarını sağlamaktaymış. Bence %75 bu oran.Kanunlar gereği de bisikletlere ve yayalara arabalardan daha fazla haklar vermişler.İskandinav ülkelerinden hissedilen o soğukluk hiç yok bu insanlarda. Aksine Danimarkalılar çok yardımseverler ve inanmayacaksınız belki ama söyleyeyim sıcak kanlılar ve çok sempatikler.Ayrıca şunu da ısrarla söylemek isterim ki ortalama olarak cidden kızları da çok güzeller.(Söylemeden geçemedim J  )
                 Hayat standartları olarak yüksek bir ülke,yani biraz pahalı bir yer ama tarihi,doğası,kültürü,insanları,gerçek anlamda çevreciliğiyle,Danimarka sizler tarafından da keşfedilmeyi bekliyor..

                Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
             
           


                                                                                                                                                                                          
          
      

        









0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa