5.19.2016

Kağnı (19 Mayıs)


  Sizi birazcık yakın  tarihimize götüreceğim. Bir Adam dan bir ulustan bahsedeceğim.

  Yıl 1910 'un Fransa'sı ;  Picardie Manevraları.

   Daha 1.Dünya savaşı başlamamış,Savaş daha kapıda gözükmemektedir. 

   Fransızlar o dönemin yeni teknoloji uçaklarının tanıtımını yapmak için tüm uluslara katılımcıları davet ederler. Tüm uluslar bu yeni teknolojinin tanıtımdan dolayı meraklı ve heyecanlıdırlar. 2 kişilik davetiye Osmanlı devletine de gönderilmiştir. Hükümet tarafından organizasyona katılım için, icratlara meraklı olan Ali Rıza Paşa yı gönderme kararı almışlardır. Ali Rıza Paşaya davetiye ulaştırılmış ve 1 kişiyi alarak organizasyona iştirak etmesi istenmiştir. Ali Rıza Paşa parlak gelecek vadeden bir subayını  da yanına alarak Paris'e gitmiş.

   İlk gösteri uçuşu yapılmış alanda. Herkes büyük bir heyecanla manevraları takip etmiş. Uçak indikten sonra pilotu büyük bi havayla katılımcılara dönerek:
- uçağın 2 kişilik olduğunu gönüllü olan 1 kişiyi uçağa davet etmiş.
   Bizim Ali Rıza Paşayla gelen subay içi içine sığmayarak büyük bir heyecanla atlamış hemen. Ben gelmek istiyorum diye. Üzerini değişmiş gözlüğünü takmış .Tam uçağı bineceği sırada bir el çekmiş onu oradan. O Ali Rıza Beyin elliymiş ve şöyle demiş genç subaya;
-Bilmediğin Aş Ya Karın Ağrıtır Ya Da Baş.

   Bu sözün üzerine genç subayımız fikrini değiştirmiş .Bu arada uçak kalkmış manevralarını yaparken motoru alev almış ve sonun da düşmüş.Uçağın içerisinde ki 2 kişide ölmüş.

Ali Rıza Paşa o gün parlak gelecek vadeden genç bir subayımızın hayatını kurtarmış. Aslında bilmeden bütün bir ulusun kaderini kurtarmış. 

   Çünkü olayda bahsi geçen genç subayımız Ulu Önderimiz "Mustafa Kemal Atatürk 'tür.”






Dönemin en iyi teknolojisine ve müthiş gücüne sahip düşmanlarına; yoksulluk içerisinde ki halkı ile eski topuyla, tüfeğiyle, tırmığıyla ,sapanıyla, taşıdıkları  mermileri kağnı arabasıyla ,çocuğuyla, genciyle, kadınıyla düşmana tek omuz tek yürek duran bir halkın lideridir o. 

  Kurtuluş savaşının en önemli figürlerinden biriside "kağnı arabası" olmuştur. Hem dönemin yoksulluğunu aynı zamanda bir ulusun inancını gösterir.



Kurtuluş savaşı kazanılıp Cumhuriyet ilan edildikten sonra Atatürk ; geleceği parlak ve tabi ki ülkenin geleceğini parlatabilecek bir avuç genç belirletir. Yurdışına okumaya göndertmek için onlara devlet bütçesinden belirli bir pay ayıttırır. Ve Şöyle der onlara  “sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler halinde geri dönmelisiniz” 
   "Selahattin Reşit Alan o gençlerden biridir, 1925 senesinde, henüz 22 yaşındayken, bir grup seçilmiş arkadaşıyla birlikte onlarda Fransa'ya eğitime gönderilir “Tayyare mühendisi” olur. 
Pilot brövesini de alır, 1931'de yurda döner. Eskişehir Tayyare Tamirhanesi'nde işbaşı yapar. Gece gündüz çalışır. 1932 senesinde “ilk milli uçağımız” olarak ilan edilen “MMV-1”i üretir.



   

Genç uçak mühendisi Selahattin Reşit Alan, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin gururu olan uçağına “kağnı” figürü çizmiştir. Böylelikle Türkiye Cumhuriyetimizin ilk uçağı "Kağnı" olmuştur.


Bu tarihi fotoğrafa iyi bakın lütfen… Selahattin Reşit Alan, milli uçağının gövdesine işlediği kağnı'yı işte böyle ölümsüzleştirmiştir.
Çünkü… O kağnı olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti varolamazdı."



  
Bugünün anlam ve önemini iyi idrak etmek gerekir. ve yine Sanırım en güzel sözü kendisi söylemiştir ; 
 "Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz." 
   Ve o yüzdendir ki 19 Mayıs kendi değimiyle Onun doğum günüdür.
   İyi ki Doğdun Atam İyi ki Var oldun..





  Kaynak: Sunay akın , Yılmaz Özdil yazıları























0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa